Hızlı ve cari açığa etkisi en yüksek döviz kaynağı olan sektörlere odaklanmamız gerekiyor. Bunların başında turizm, yabancıya konut satışı ve ihracat geliyor. Bu üç alanda Türkiye’yi baz olması bağlamında Birleşik Arap Emirlikleri ile karşılaştıracağım. Bu ülke Ortadoğu’nun ve çölün göbeğinde iken, özgürlükler bize göre daha kısıtlıyken ve İran’a komşu olduğu halde neler yapabiliyor ve bizim onlardan öğrenebileceklerimiz nediri gösterebilmek adına.
Turizm sektörü:
Turizm sektöründe maalesef deniz turizmi de dahil olmak üzere tüm turizm türlerinde gidilecek çok yolumuz var. Sağlık turizmi, kültür turizmi, kış turizmi, spor turizmi, kongre turizmi ise maalesef potansiyelinin çok altında seyrediyor. Buradaki ana sebeplerden biri bizim ülkemizin tanıtımlarının maalasef destinasyon ve konsept bazlı bir şekilde yapılmaması. Biz de ya her otel kendi reklamını kıt kanaat bütçesi ile yapıyor yada devletimiz hedefli olmayacak şekilde kitlesel televizyon reklamları ile Sağlık turizmi son yıllarda gelişme gösterse de hala bir başı boşluk söz konusudur. Devletin denetlemediği ve yönlendirmediği bir alan olduğu için, ek olarak pazarlama konusunda firmalara destek olacak yapılar gelişmediği için belirli pazarlardan istenen sonuçlar alınamamaktadır. Fakat bu konuda Birleşik Arap Emirliklerini kendimize örnek alabiliriz. Şu an bizde yabancıya yönelik bir saç ekimi ortalama 1200 dolar olarak satılırken Dubai ve Abu Dhabi’deki klinikler bunu en az 6000 dolardan satabiliyor. Turist başına yüksek gelir etmeyi bir tek sağlık turizminde değil her alanda gösteriyorlar. Türkiye 2017 yılında turizmden 27 milyar dolar kazanmışken, Birleşik Arap Emirlikleri 43 milyar dolar kazandı. Bunun çoğunu da çölde yaptıkları geçmiş olmayan Dubai ile yaptılar.
Ihracat ile satış ve yurtdışında müşteri bulmak için yapılması gerekenler:
İhracaat ve yurtdışında müşteri bulmak için en önemli unsur doğru uluslararası pazarlama ve satış kanallarını kurmanızdır.
Uluslararası pazarlama alanında yapmanız gereken ilk şey ise başarısız olmuş ve başarılı markaları anlamaktır. Onların neyi doğru yaptığını öğrenmeniz işinizi çok kolaylaştıracaktır.
Strateji ve planlamanın doğru yapılması
Uluslararası pazarlarda büyümek için öncelikle stratejinizi doğru yapıp en doğru ülkeleri seçmelisiniz. Bazen en yakınınızdaki bir ülke hiç potansiyele sahip değilken, uzaklardaki bir ülke ciddi potansiyele sahip olabilir. Burada Ortadoğu, Rusya, Latin Amerika, güneydoğu Asya ülkelerine öncelikle değerlendirmenizi öneririz. Çünkü bu ülkelerin Türk’lere karşı ön yargıları daha az. Fakat maalesef bazılarının gelir seviyesi yüksek değil. Doğru fiyatlar ile bu ülkelerde ciddi büyüme oranı yakalabilirsiniz.
Lokalleşmeyi başarabilmek
Bu gerçekten başarı faktörlerinin başında geliyor. Ürünü sattığınız tüketicileri ve insanların geleneklerini tanımazsanız işe yenik başlamış sayılırsınız. Arap’lara satacağınız ürünlere açık kadın figürleri olmaması, , Avrupa’da ürün teknik dokümanlarının detaylı olması, ve benzeri her kültürün ürün satın alırken takıldığı faktörler bulunmakta. Bu yüzden siz de bunlara o kültürü iyi analiz ederek , kendi dilinizi ve ürününüzü farklılaştırarark adapte olmalısınız.
Doğru ekip
“Ev alma, komşu al” özlü sözünü iş hayatına uyarlarsak “iş kurma, ekip kur” cümlesini öneriririm. Doğru ekiple siz her türlü işin üstesinden gelirsiniz. Fakat yurtdışı söz konusu olduğunda ekip üyelerinin yabancı dil bilmesi en önemli faktörlerden biri oluyor. Ne kadar çok yabancı dil o kadar çok pazar, o kadar çok reklam, o kadar çok satış demek. Bir dil, bir farklı Pazar. bu ekip üyelerini güvenilir şekilde seçmeniz çok önemli. İnşaat ve sağlık turizminde çalışan maalesef bir çok Arap müşteri temsilcisi sizin binbir emekle bulduğunuz müşterileri çalıp başka firmalara yönlendirebilmektedir. Bu yüzden bu tarz çalışanları da iyi takip etmenizi öneririm. Ellerinde kullandıkları telefondan, cep telefonu hattına, bilgisayara kadar herşeyin sizin şirketinize ait olması gerekir. Ve yeri geldiğinde de onların iletişimlerini denetleyebilmelisiniz.
Başarı ve güven odaklı çalışma
Karşı tarafa yalan söylememeyi prensip haline getirmelisin, yalana söyleyip eksiğinizi kapatacağınıza direk eksik olanı düzeltmeye çalışmalısınız. Aksi takdirde emin olun ki konuştuğunuz insanlar sizin yalan söylediğinizi anlayacaktır. Ek olarak amacınız sürekli hem sizin hem müşterinizin başarısı olmalı. Başarıya ulaşmadan ne ısrarı ne sattığınız işi bırakmamalısınız. Unutmayın müşteri kazandıkça siz daha çok kazanırsınız.
Ambalaj ve paketleme
Birçok ülkenin kendine özgü bir ambalaj zevki ve kuralları vardır. Buradaki tüketiclerin DNA’sını anlamak ve onlara yönelik farklılaştırmış paketler sunmak başarı için kritik bir adım olacaktır. Unutmayınki albenisi yüksek ambalajlı ürünlerin karlılıkları her zaman daha yüksektir.
Ürün odaklı değil ihtiyaç odaklı olun
Sizin çok güzel ve üzerine emek harcadığınız bir ürününüz olabilir. Fakat bunun karşıdaki tüketici topluluğunda bir karşılığı yoksa maalesef çok başarılı olmanız mümkün görünmüyor. O yüzden ürününüze odaklanıp çalışmalar yapmak yerine ürünü sunacağınız müşterilerin ihtiyaçlarına odaklanmalısınız. Emin olun bu şekilde hem pazarlama hem de satış maliyetlerini düşecek, gelirleriniz daha çok olacaktır. Gerekiyorsa da üründe farklılaşmaktan kaçınmayın.
İşletme sermayesinin doğru kontrolü
İhracaat ve yurtdışından müşteri bulma işi uzun soluklu bir iştir. Bir ürün ihraç etmeye çalışıyorsanız bugün karar verseniz meyvelerini en erken 6 aya toplarsınız. Türkiye’ye turist getirmek istiyorsanız veya gayrimenkul satmak istiyorsanız burada da 3-6 ay arası müşteri ile temas kurma ve satış arasında geçen bir süre var. Sağlık turizminde Avrupa’da 1-2 ay, Ortadoğu’da 2-3 ay gibi ilk temas ile satış arasında zaman farkı var. O yüzden güçlü sermaye kaynaklarına sahip olduğunuzdan emin olmalısınız. Bunun dışında yine de harcamalarınızı yaparken kısa vadeli sonuçları da gözlemlemeye dikkat etmelisiniz. Örnek vermek gerekirse reklam yapıyorsanız 1 ayda satış olmasa da o bir ayda ne kadarlık bir ziyaretçi yada ilgi oluşturabildiğininiz görebilirsiniz. Eğer bir ülkeye satış temsilcisi gönderdiyseniz de orada 1 ay içinde en azında bazı leadlerin toplanmasını beklemelisiniz. Aksi takdirde uzun vadeli yatırım yapıyor olsanız da kısa vadeki aksiyon almaktan kaçınmamak lazım.
Tam kurumsallık
Türk firmalarında maalesef en sık karşılaştığımız sorunlardan birisi de her anlamıyla kurumsallaşmayı başaramamalarıdır. Websiteniz, websitenizin ingilizce yada hedef pazar dilinde olup olmadığı, çalışanlarının mail imzaları, bildikleri diller, sunumlarınız, broşürlerinin, çağrı merkezi numaranız, demo ürünlerinizi kartvizitinize kadar herşeyin doğru organize edilmiş olması gerekir.
Peki hedef yurtdışı pazarlarda başarılı olup olamayacağınızı nasıl tespit edebilirsiniz?
Burada en önemli nokta o pazardaki oyuncu sayısıdır. Oyuncudan kasıt ürünü satanlar ve alanlardır. Eğer oyuncu sayısı yüksek bir pazardaysanız emin olunki işinizi büyüteceksinizdir.
İhracat/İthalat istatistikleri
Her ülkenin hangi ürünleri alıp sattığını belirli kaynaklar üzerinden öğrenebiliyorsunuz. Bunların başında ülkelerin kendi yerel websiteleri oluyor. Ğer bu kaynaklara ulaşamıyorsanız internette ilgili ürünle ilgili yapılan araştırma sayıları, forumlar, mevcut satıcıların haberleri etkili kaynaklar olabilir.
Ürününüzü doğru konumlandırma
Bir ürün pazardaki yerini belirleyen 4 p diye adlandırılan (her geçen yıl bu P’lerin sayısı artmakta) . Bunlar Product (Ürün), Price (fiyat), Place (konum), Promotion (Promosyon). Bunları baştan doğru ayarlamanız lazım ki başarıya ulaşabilesiniz.
Ticaret Kanunları
Ürünlerinizin hem Türkiye hem de ilgili ülke arasında ihracat ve ithalat mevzuatlarına bir sıkıntı olmamalıdır. Bunun için gümrük danışmanlığı veren firmalar ile bu konuda konuşup detaylı bilgi almalısınız.